Dersimiz geldi, sıra da fiziki imkanlar var..

Uzun soluklu bir mücadele sürecinin ardından Bilişim Teknolojileri ve Yazılım adında zorunlu statüde dersimize kavuştuk. Kimsenin beklemediği anda geldi müjdeli haber. Umutları kesmişken, yine atamalar var yine tayin isteyemeyeceğiz, açık yer yok, norm yok vsss sıkıntıların maksimuma çıktığı bir seneydi fakat şükürler olsun şimdilik bu sıkıntılar aşıldı ve açılan il içi tayinlerdeki yer bolluğu ne kadar ferahladığımızın resmi bir kanıtı oldu, ve umarız ki ilk atamada da yüksek bir rakam görebiliriz zira yıllardır bugünleri bekleyen mezun arkadaşlarımız sırada bekliyorlar ve bu sene ihtiyaç maksimum seviyede..

Tabi derslerimizin zorunlu olması ile birlikte bizi biraz daha külfetli ve zorlu bir mücadele bekliyor. Çünkü BT Rehber öğretmenliği yaparken şahsen benim için çerez gibi geliyordu o işin görev ve sorumlulukları ama sınıf öyle mi? Üstümüzdeki yük daha fazla.. Çocuklarımıza hem rol model olacak hem de diğer derslerden farklı olarak sürekli değişen  ve gelişen bir içeriği öğrencilere uygulamalı bir şekilde vermemiz, birebir kullandırmamız, ortaya ürün çıkartmamız gerekiyor. Tabi bunların ön şartı Bilişim Teknolojileri sınıfına sahip olmak..

Geçen süreçte çok sayıda okul Bilişim sınıflarını dağıttı, kapattı  geleceği okuyamadıkları için, daha doğrusu vizyon sahibi olmadıkları için, daha da doğrusu Bilişim Teknolojileri nedir bilmedikleri için.. Okuldaki kütüphane nasıl kapatılamazsa Bilişim sınıfları da aynı şekilde kapatılmamalıydı, tabi her okulda sınıfa sahip çıkacak,  BT öğretmeni de yoktu…

bt sınıfVelhasılı şu an da bir kısım okulda BT sınıfı yok, bir kısmında BT sınıfı yetersiz hatta 2. sınıf şart, az bir kısmında ise yeterli bir sınıf var. Kendi okulumdaki durum genele anlatmak için bir örnek olabilir. (yandaki resim benim sınıfıma ait değil, böyle büyük bir sınıfım olsa keşke ) Şehrin merkezi gözde okullarından birisi ama ufak bir bilişim sınıfımız var, 12 adet vestel promega serisinden de bilgisayarımız var (daha fazlası sığmıyor). Sınıflarımız 35-40 kişilik. Geçen sene seçmeli derslerde bilgisayar başına en az 3 kişi düşüyordu ama 3 kişi yan yana zaten oturamadığı için (alan dar) 1 kişi de arkaya oturuyordu. Ders saatimiz az diye öyle böyle idare etmiştik fakat zorunlu ders olduktan sonra malumdur ki bu iş böyle gidemez. Okulda son hafta da  sağda solsa bulunan masaüstü bilgisayarları BT sınıfına toplayacağımı (fen labaratuarı, beden eğit. odası, öğretmenler odası.. ) söyledim, tabi tepkiler vardı ama kardeşim ben onu bunu anlamam dinlemem bana ya bilgisayar bulun ya da ben bulduğumu alırım durumundayım ve alacağım da 🙂 Aslında birleşilen okullardaki BT sınıfları (var ise) ‘ da aktarılmalıydı. Girişimleri yaptık ama alamadım hala sınıfı, nedeni de akıllara zarar, o bilgisayarları sınıflara dağıtacaklar yazının ilerleyen kısmında çözüm bölümünde buraya döneceğim yeniden.  Ufak bir hesapla durumu ortaya dökebilirim.
Okulumda bu sene 42-48 saat arası bir ders yükü olacak 5-6.sınıflarda. Haftalık ders saatimiz 35 saat. Bunun 6 saati seçmeli ders saati olacağı için 1 günü oraya veriyoruz. Geriye kaldı 4 gün yani 28 saat. Günde 7 saat ders olduğu için bizim derslerinde blok yapılması gerektiği için 6 saati işimize yarıyor, 6×4=24 saat BT sınıfı kullanılabiliyor. Hadi tek saatleri de yapalım zorlayıp 7×4=28 saat maksimum tabi ders programı oturursa bu şartlarda. Geriye bir bu kadar daha ders kalıyor ki bu kalan dersin de sınıfta işlenmesi gerekiyor çünkü 5-6 sınıfların 2si de öğlenci, birisinin sabaha geçme imkanı da yok. Yani hem 2. bt sınıfı şart, hem 2.bt öğretmeni şart (gelen BT öğretmeni şartlarımızı görünce sanırım gözü korktu ve tayin istedi) , hem de mevcut bt sınıfının revize edilmesi gerekli..Hadi derdini kime anlatacaksan anlat..

Şimdi bu işleri kim yapacak ? Dersi zorunlu yaparken gereken fiziki şartları da heralde hesaplamışlardır diyecekler çıkabilir ama eminiz mi hesaplamamışlardır. Ders ders ders diye bağırıp durdunuz alın size ders ne haliniz varsa görün durumu da yaşıyor olabilirz, çünkü ben hala etkili yetkili kişilerin bilişim eğitiminin önemini kavradıklarını düşünmüyorum. Peki biz ne yapabiliriz?

Kendi başımızı şahıs olarak yapabileceklerimiz sınırlı şeyler.. Okul aile birliği ile işbirliği içinde olup okula bilgisayar bağışında bulunabilecek kişilerle irtibat kurmak, bireysel diyaloglarımız ile yardım edebilecek kişi kurumlara temas etmek, razı edebildiğimiz birleşen dönüşen okulların bilgisayar sınıflarını almak, fatih projesi kurulan liselerden çıkan bilgisayarları almak gibi şeyler.. Aslında sıra bize gelmeden birleşimlerden sonra nerede ihtiyaç var bunların tespit edilerek ilkokul olan yerlerdeki sınıfların taşınması daha uygun kolay bir çözüm olurdu diye düşünüyorum. Benim bildiğim ilkokula dönüşen birçok yer  bt sınıfı bilgisayarlarını sınıflara dağıtmaya niyetli.. Artık ilkokul öğretmenleri sınıflarına hep dizüstü bilgisayar aldırıyorlar sınıf velilerine yani yazık olacak heba olacak dağıtılan bilgisayarlar, sınıflara dağıtılacak kadar kaliteli, yeni, hızlı bilgisayarlarda değil işin aslı ama bt sınıflarımızda bizi idare edebilecek kadar da çalışabiliyorlardı… Tabi bunların yanında azda olsa sevgili İsmail hocamın okulundaki gibi idareci ve öğretmenlerde var BT sınıfına sahip çıkan koruyan kollayan.. Bir diğer konu tabletler için dökülen onca paranın çok az bir kısmı ile bt sınıfları revize edilebilir, sınıfı olmayan okullara sınıf kurulabilirdi. Tablet dağıtımına karşı filan değilim ama tablet için alt yapının hazır olmadığı açıkça ortada, etkileşimli tahtanın tam zamanı ama tablet için erken. Siyaseten verilmiş bir söz yüzünden yapılan verimi düşük olacağı baştan belli olan büyük bir yatırım. Tamamen boşa gitmeyecek eyvallah ama değecek mi şu an da??

Diğer yanda dersin gelmesine üzülen, BTR kadrosu bekleyen arkadaşlarımızı da anlayabiliyorum 🙂 Haklılık payları yok değil fiziki şartlara bakınca, o tarafa bakınca bende ürkmüyor değilim, düzeni bozduk yeni bir düzen kuracağız diye söyleniyorum ara ara ama kimimiz düzeni BTR şartlarına göre kurarken kimimiz derse göre kuruyor , lisede çalışan arkadaşlar var orada zorunlu bir ders yok , diğer yandan norm sorunu ile boğuşanlar var, sürekli resen yer değiştirenler var, kişisel yapısı uyumlu, kibar, narin olan, böyle kişiliğe sahip arkadaşlarımız var malum bazen bizim işlerle sinir stres katsayısı artınca biraz deli olmak, eyvallah etmemek gerekiyor, görev tanımı ne kadar çizilmeye çalışılsa da belirsiz ve geniş yelpazeli  bir görev tanımı var, anlayışlı idareciler anlayışsız idareciler var, her okulun farklı bir yapısı farklı iş yükleri var herkeste bunu kaldıramayabiliyor o yüzden olayın bu tarafını da görmek zorundayız. Yoksa BTR işi şahsen benim için ne kadar okul büyük ve iş yoğunluğu fazla olsa da çerez niyetine gidiyordu, sisteminizi kurup, kendinizi kabul ettirdikten sonra ve işinize müdahale ettirmezseniz  geriye kalan işler basit zaten.

Yazıya giriş yaparken değişen gelişen müfredatlı bir ders diyerek giriş yaptık ama hala fiziki sorunlardan ders içeriğine gelemedik. ön şart olan fiziki imkanlar sağlanmadan malesef bizim dersimiz hep eksik kalıyor.  Ders kitabımız malumunuz yok, çerçeve programı var ama belirli bir standart planımız yok aslında ben böyle olmasını seviyorum, içeriği zamanı kendim sınıfın durumuna göre ayarlayabiliyorum ama yine de bir etkinlik bankası gibi bir çalışma, klavuz fena olmaz. Aslında sevgili Olcay Büyükçapar hocamızın kitap çalışması vardı  fakat bu sene basılması zor gibi görünüyormuş en son aldığım habere göre, bunun yanında BTE Derneğimizin de kitap ve etkinlik bankası çalışması vardı. Kitap olayında durum ne olur bilemiyorum, EBA ile basım konusunda görüşmeler vardı bildiğim kadarıyla ama etkinlikler kısmı yayınlanacaktır mutlaka.. Başkan Burcu hocayla en son görüşmemizde hazırladığımız etkinlikler BT sınıfı olmadığı zaman bile dersi dolduracak, dersin amacına uygun etkinliklerdir, bu sene kendim uyguladım ve başarılı oldum şeklinde aktarmıştı, bu çalışmanın paylaşıma açılmasını merakla beklemekteyim.

Diğer bir konuda artık zorunlu ders statüsü kazanan dersimizin kendi branş öğretmeni dışında bir öğretmen tarafından verilemeyeceğidir. Umarız ki bu atama döneminde tüm ihtiyaç sayısı kadar alım yapılır da yıllardar atama bekleyen Bilişim Öğretmeni arkadaşlarımız okullarda sınıflarda haketikleri yerlerini alırlar. Twitter’daki sloganımız #Bilişime4BinKadro  diyoruz.

Yaşadığımız süreçte tanıdığım aynı şeyleri düşündüğümüz ortak bir amaç için sesini yükseltebilen elini taşın altına koyan mücadele edebilen, destek olan destek veren, olayın seyrini değiştiren mücadeleci çok değerli arkadaşlarımız var. Böyle zümre arkadaşlarıyla başarılmayacak hiçbir şey yoktur..

Artık önemi olan, notu olan, sınavı olan, sınıfı olmayan yada yetersiz olan bir dersin öğretmeniyiz. Tüm bunlar çalışma demek, zor olsa da düzenin alışkanlıkların değişmesi demek. Sıkıntılar mutlaka olacak, kimini aşarız kimini aşamayız ama biz çalışacağız, elimizden geleni vereceğiz gidebildiğimiz yere kadar, derneğin dediği gibi asıl şimdi başlıyoruz…

 

 

Selim (the_korsan)

Bilişim Teknolojileri Öğretmeni

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir